Yükleniyor...

İNDES İÇİN BAŞLIKLARIMIZA TIKLAYABİLİRSİNİZ

SARI CENNET: KIRKLARELİ

Kırlareli’nin Göz Alıcı Güzellikleri, Kırklareli Şanlı Tarihi, Kırklareli İsmi Anısı, Yarasalar Diyarı: “Dupnisa Mağarası”, Karadeniz’in Sahil Şeridi: “İğneada”, Ülkemin Cennet Köşelerinden “Longoz Ormanları”, Alim Zatın Ortaya Çıkışı: “Zindan Baba Türbesi”, 40 Şehidimiz Anısına: “Kırk Şehitler Anıtı”, Saklı Cennet: “Mert Gölü”, Zamana Meydan Okuyan “Babaeski Cedid Ali Paşa Camii”, İşçiliğiyle Hayran Bırakan “Hızırbey Hamamı” (Çifte Hamam), Kırklareli'nin “Tarihi Çeşmeleri”, Mimar Sinan’ın Muhteşem “Alpullu Köprüsü”, Kıyının En Güzel Köyü: “Kıyıköy”, Bizanslıların En Güzel Örneği “Aya Nikola Manastırı”, Eşsiz Lezzetiyle: “Papara”, Kırklareli’nin Lezzetli “Köftesi”, Damaklara Şenlik Olan Tat: “Labada Sarması” ile siz değerleri gezi severlerini bekliyor.

Kırklareli il merkezi Marmara Bölgesinde bulunmaktadır. Bir tarafında Bulgaristan, bir tarafında Karadeniz, Tekirdağ ve Edirne ile komşudur. “Rezve Deresi” ile “Ergene Irmağı” bilinen akarsularıdır. Tarımla uğraşan kişi sayısı fazla olduğu için genellikle küçük işletmeler bulunmaktadır. Halkın çoğunluğu tarımla birlikte hayvancılık da yapmaktadır.


ULAŞIM

Kırklareli, Başkent Ankara’ya; Anadolu Otoyolu/0-4 ve Kuzey Marmara otoyolu/0-7 üzerinden 662 km ve 6 saat 46 dk,İstanbul’a ise Avrupa Otoyolu/0-3 üzerinden 213 km ve 2 saat 26 dk mesafededir. İlimizde bulunan tren istasyonları: “Alpullu Tren İstasyonu”, “Lüleburgaz Tren İstasyonu” ve “Pehlivanköy Tren İstasyonu”. Kırklareli’nde havalimanı bulunmamaktadır. Bu yüzden en yakın havalimanı olarak “Tekirdağ Çorlu Havalimanı” kullanılmakta olup buradan Kırklareli’ne servis, araç kiralama veya otobüs ile ulaşım sağlanmaktadır.

KIRKLARELİ’NİN ŞANLI TARİHİ

Kırklareli’nin tarihi geçmişi o kadar eskidir ki 1 milyon yıl öncesine dayanır. En eski dönemi avcılık ve toplayıcılık dönemi olarak bilinen “Eski Tunç Çağı”dır. Kırklareli, ilk olarak “Paleolitik Çağ”dan sonra “Neolitik Çağ”ın ardından, “Kalkolitik Çağ” sonrasında “Tunç Çağı” ve ardından “Demir çağı” gibi bazı dönemler geçirmiştir. Osmanlı dönemine gelindiğinde ise o zamanki adıyla “Kırkkilise”, Rum işgali olana kadar kaymakamlıkla yönetilmiş sonrasında 1879 ve 1880 yıllarında sancak yöneticisi olmuştur. Babaeski, Lüleburgaz, Ahtapotlu, Tırnova ve Vize kazaları buraya bağlanmıştır. 1924 senesinde ise Kırklareli, il olmuştur.

KIRKLARELİ İSMİ ANISI

Bizans zamanında Kırklareli’ye verilen isim “Kırk Kilise” manasındaki “Saranta Ekklesies”tir. Kırklareli bölgesini feth eden Türkler, burada 40 şehit verdikleri için arkadaşlarının hatıralarını yaşatmak için “Kırklareli” adını vermişlerdir.

YARASALAR DİYARI: DUPNİSA MAĞARASI

Trakya’nın tek turizme açık olan Dupnisa’nın en önemli özelliklerinden biri yarasaları ile korkutucu bir ortam yaratmasıdır. Dupnisa Mağarası, ilk defa 2003 senesinde doğa hayranlarının beğenisine sunuldu. Bu yarasalar diyarı turizme açılmadan önce herhangi bir ziyaretin gerçekleşmesi olanaksızdı. Çünkü içinde dolaşmak ve yürümek için platformlar bulunmamaktaydı. Mağara; göz alıcı, sarı ve beyaz bir ışıklandırma sistemine sahiptir. Mağaranın içindeki su yolları birçok sarkıt meydana getirmiştir. Tabi ki sadece su yolları değil gerçekleşen jeolojik olay sonrasında da birbirinden farklı figürler ortaya çıkmıştır. Mağaranın içindeki düz yoldan gezinti başlar ve daha sonra yukarılara tırmanmak için uzun merdivenler sizleri bekliyor olacak. Tıpkı korku filmlerindeki gibi…

KARADENİZİN SAHİL ŞERİDİ: İĞNEADA

İğneada, Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlıdır. 22 kilometrelik sahili ile misafirlerini ağırlamaktadır. 3000 kişilik nüfusu ile misafirlerinin dikkatini çeken güzellikte olan “İğneada”, şehir hayatından uzaklaşmak isteyen, rahatlatıcı denizi, gölleri ve kendine has kültürü ile 2007 yılında Milli Park statüsüne dahil edilmiştir. Issız patikaları, sıcak kahvehaneleri ile sizleri cezbedici özelliğe sahiptir.

ÜLKEMİN CENNET KÖŞELERİNDEN “LONGOZ ORMANLARI”

Karadeniz sahilinde bulunan “Langoz Ormanları” diğer adı “Su Basar Ormanları”, yağışın fazla olduğu mevsimlerde tabanı suyla dolan ormanlık bir yerdir. Bulgaristan sınırı yakınında bulunan orman, ülkemizin 39. milli parkı olarak tescillenmiştir. Langoz Ormanları birçok göl ve sazlık alanları çevrelemiştir. Şehir hayatından tamamen uzak, doğanın en doğal hali ile yeşilin her tonunu bulunduran huzurun adresidir Langoz Ormanları. Aynı zamanda ülkemin cennet köşelerinden bir köşe, çeşit çeşit orman ağaçları ile birçok yabani hayvanın barınağıdır. Mutlaka gezilip görülmesi gereken eşi benzeri olmayan turizm harikası ormanlar, siz değerli ziyaretçilerini beklemektedir.

ALİM ZATIN ORTAYA ÇIKIŞI: ZİNDAN BABA TÜRBESİ

“Köfeki taşı” ve “tuğla”dan yapılan türbe Bursa’da bulunan türbelere benzemektedir. Daha önceleri üzerinde saat kulesi bulunmakta olup ilerleyen yıllarda yıkılmıştır. Üç katlı ve dikdörtgen prizma şeklindedir. Türbeye küçük bir kapıdan girilmektedir. “Zindan Baba” ile ilgili kesin bir bilgi yoktur ancak bazı rivayetler bulunmaktadır. İlk rivayette; türbenin “Çelebi Sultan Mehmet” zamanında yapıldığı ve türbede yatan zatın “Gazi Evranos Beyin bayraktarı” olduğu söylenmektedir. Diğer rivayette ise idama mahkum edilen bir şahıs türbeye hapsedilmiştir. Tam asılacağı zaman meçhul bir kişi halkın arasından sıyrılarak suçlunun kendisi olduğu ve onun yerine kendisinin asılmasını söylemiştir. Mahkumun suçsuz olduğuna kanaat getirilmiş ve meçhul kişinin idamına karar verilmiştir. İdam günü geldiğinde meçhul kişi, içerde ölü olarak bulunmuştur. Araştırıldığı zaman anlaşılmış ki mahkum suçsuz olduğu gibi alim bir kişi olduğu ortaya çıkmıştır. Alim şahıs oraya gömülmüş ve o günden sonra birçok kişi tarafından ziyaret edilir olmuştur.

40 ŞEHİDİMİZ ANISINA: KIRK ŞEHİTLER ANITI

Kırklareli İmar Derneği, 1960 senesinde “Kırklar Tepesi”ne yaptırmıştır anıtı. Türk ordusunun şehrimizi Bizanslılar’ın işgalinden kurtarırken şehit düşen 40 kahraman şehit anısına yapılmıştır.

SAKLI CENNET: MERT GÖLÜ

Mert Gölü, Deringeit Deresi’nin zamanla denizi doldurması ile meydana gelmiştir. Gölün deniz ile birleştiği yer, zaman zaman daralır ve genişler. Göl, 222 metrekare kadar bir alana sahiptir. Gölün etrafı sazlıklarla kaplı olup uzun ve yemyeşil sazlıkların içerisinden geçip bizleri büyüleyen ormanlık alanlara varıp doğa yürüyüşünüzü yapabilirsiniz. Ayrıca kano severler için harika bir yerdir.


ZAMANA MEYDAN OKUYAN BABAESKİ CEDİD ALİ PAŞA CAMİİ

Kitabesi olan ve Koca Sinan’a yaptırılan cami, günümüzde halen kullanılmaktadır. Ali Paşa camii, “Cadid Ali Paşa” tarafından 1555 senesinde yaptırılmıştır. Cami, aynı zamanda “Edirne Selimiye Camii”nin küçük haline benzemektedir. Camii, 1832 senesinde genel bir tadilat görmüştür. 1912 Balkan Savaşları’nda tek şerefeli minaresini “Bulgarlar” yıkmış olup daha sonra yeniden yapılmıştır.

İŞÇİLİĞİYLE HAYRAN BIRAKAN HIZIRBEY HAMAMI (ÇİFTE HAMAM)

Kırklareli il merkezi Cumhuriyet meydanında bulunan hamam, 1383 senesinde “Hızırbey” tarafından yaptırılmıştır. 1683 senesinde onarılan hamam, halen aktif durumdadır. Hamamın dış yüzeyi ve kubbe fenerleri “küfeki taşı” ile kaplanmış olup işçiliği göz doldurmaktadır.



KIRKLARELİ'NİN KADİM TARİHİ ÇEŞMELERİ

İl merkezinde bulunan yazılı kaynaklarda belirlenen 15 tane tarihi çeşme bulunmaktadır. Çeşmelerden dört tanesi belediyenin bazı çalışmaları sonrasında yıkılmıştır. Günümüze kadar gelmeyi başarmış çeşmelerden ikisi başka bir yere taşınmış, dört tanesi ise bazı onarımlardan geçmiş ve özgünlüğünü kaybetmiştir. Çeşmelerin çoğunun ismi bulundukları sokakla aynı olması “geleneksel sokak kültürü” ile özdeşleşmiştir.

MİMAR SİNAN’IN MUHTEŞEM ALPULLU KÖPRÜSÜ

“Alpullu” diğer adı “Sinanlı Köprüsü” 16. yüzyıl ortalarında “Mimar Sinan” tarafından yapılmıştır. “Sokullu Mehmet Paşa”nın yaptırdığı bu köprü aynı zamanda “ticaret yolu” olarak kullanılmıştır. Sivri kemerleri olup hiçbir köprüde görmediğimiz 76 cm büyüklüğünde taşları “tek taş” şeklinde kullanmıştır. Taşın boyu ise 2,5 metredir. Günümüzde halen kullanılmakta olan bu köprü, Mimar Sinan’ın Yüce Allah’ın izni ve inayetiyle inşa ettiği eşi benzeri olmayan en muhteşem köprülerinden biridir.

KIYININ EN GÜZEL KÖYÜ: KIYIKÖY

Kıyıköy kasabası, 2000 yılında yapılan sayımla 2443 kişi olarak belirlenmiştir. Küçük ve şirin olan kasabanın dört bir yanı yeşilliklerle çevrilidir. Sanki yeşilliklerin arasında küçük bir ada. Bu bölge halkı şirin tekneleriyle “balıkçılık” yaparak geçimini sağlamaktadır. Kasabayı bu denli ilgi çekmesini sağlayan diğer bir özelliği ise en eski taş oyma “Aya Nikola Manastırı”dır.

BİZANSLILARIN EN GÜZEL ÖRNEĞİ AYA NİKOLA MANASTIRI

Kıyıköy de bulunan “Aya Nikola Manastırı”, Bizans Döneminin en güzel kaya manastır örneklerinden biridir. Kıyıköy kasabasına yaklaşık 700 metre uzaklıkta bulunmaktadır. Zemininde “kilise”, üst kısmında “kesişlere özel bölüm” ve en alt kısımda ise “ayazma” bulunmaktadır. Kayalar oyularak yapılmış hücreleri vardır. Bu harika manastır, gezi severlerin ilgi odağı olmaya devam etmektedir.

KIRKLARELİ’NDE LEZZET ŞÖLENİ

EŞSİZ LEZZETİYLE: PAPARA

Bayat ekmeğin en güzel hali ile damakta güzel bir tat bırakan “papara” oldukça ünlüdür. Bu eşsiz lezzet bayat ekmek, “su” ve “tereyağı” ile karıştıktan sonra bu lezzetli yemeğe tat veren “et suyu”nu da es geçmek olmaz elbette. Dolayısıyla et suyuyla da yapılan bu yemek isterseniz içine Kırklareli'ne özel “ekşimik” ismindeki “lor peyniri”, “tavuk” veya “et” ekleyerek daha lezzetli hale getirebilirsiniz.

KIRKLARELİ’NİN LEZZETLİ KÖFTESİ

Biliyorsunuz ki hemen hemen her şehrin kendine özel köftesi olduğu gibi Kırklareli'nin de meşhur mutfağında bulunan bir köftesi olmaz mı? Tabi ki olur. Efsane köftenin sırrı ise ustalarında saklıdır.

DAMAKLARA ŞENLİK OLAN TAT: LABADA SARMASI

Kırklareli ilimiz “labada”nın kıymetini en çok bilen bir şehrimizdir. Labadadan yapılan “bulgur” ve “pirinç”in iç harcı ile hazırlanmış “nefis sarmalar” birer lezzet şaheseri olarak ortaya çıkmışlardır. Kısacası labada; damaklardaa şenlik ortamı oluşturmaktadır.

SARI CENNET KIRKLARELİ’YE YELKEN AÇIN

Kırlareli’nin Göz Alıcı Güzellikleri, Kırklareli Şanlı Tarihi, Kırklareli İsmi Anısı, Yarasalar Diyarı: “Dupnisa Mağarası”, Karadeniz’in Sahil Şeridi: “İğneada”, Ülkemin Cennet Köşelerinden “Longoz Ormanları”, Alim Zatın Ortaya Çıkışı: “Zindan Baba Türbesi”, 40 Şehidimiz Anısına: “Kırk Şehitler Anıtı”, Saklı Cennet: “Mert Gölü”, Zamana Meydan Okuyan “Babaeski Cedid Ali Paşa Camii”, İşçiliğiyle Hayran Bırakan “Hızırbey Hamamı” (Çifte Hamam), Kırklareli'nin “Tarihi Çeşmeleri”, Mimar Sinan’ın Muhteşem “Alpullu Köprüsü”, Kıyının En Güzel Köyü: “Kıyıköy”, Bizanslıların En Güzel Örneği “Aya Nikola Manastırı”, Eşsiz Lezzetiyle: “Papara”, Kırklareli’nin Lezzetli “Köftesi”, Damaklara Şenlik Olan Tat: “Labada Sarması”. Kırklareli’ndeki bu muazzam ve keşfedilmeyi bekleyen güzellikleri görmeniz hala mümkün. Öyleyse Kırklareli’ye yelken açın, huzurla, güzelliklerle, sağlıcakla elbette her daim “Murat Ak Seyahat” ile kalın, hoşça kalın.

Not: Bu yazımızı; kıymetli öğrencim Bedia BAŞ ile hazırladık. Ele aldığımız her konuyu, her bir ince detayı ile özenle seçtiğimiz görseller eşliğinde sizlere titiz bir çalışma ile aktarmaya çalışıyoruz. Çünkü bizim için kalite, bizim için sizler çok değerlisiniz. Seyahatte, kültürde, tarihte, sanatta her daim rehberiniz Murat Ak Seyahat olsun.




Yorum Yazın

İçeriğimiz ile ilgili değerlendirmelerinizi ve içeriğimize eklenmesini istediğiniz konular var ise lütfen yorum olarak iletiniz.

İçeriklerimizi diğer sosyal medya adreslerimizden takip edebilirsiniz.

(Mesaj için 255 karakter limiti bulunmaktadır.)