Yükleniyor...
“Gönüller şehri”, “ahiler diyarı”, “birlik beraberliğin sembolü”, “bilgeliğin piri”, “astronominin merkezi”, “sımsıcak dostlukların meskeni” Kırşehir’e hoş geldiniz. Kırşehir, Anadolu’nun tam ortasında ucu bucağı olmayan kırlar içinde yer aldığından adına “Kırşehri” denmiştir. Aynı zamanda Kırşehir, ayağınızı yerden kesen balonlarıyla meşhur “Kapadokya yöresinin kapısı” kabul edilir. “Ahiliğin Başkenti” niteliğinde olan bu şehrimiz “Bozlak türküleri”nin ve “halk ozanları”nın bağrıdır. Bu güzel ilimiz Kırşehir’e geldiğinizde bilime yön veren merkez “Cacabey Gökbilim Medresesi”ni, yıllarca tarihin yükünü çeken “Kesikköprü”yü, sıradışı mimarisi ile “Üçayak Kilisesi”ni, felsefesi insanlıktan büyük olan “Ahievran Cami ve Türbesi”ni, adeta gizli dünyayı andıran “Dulkadirli Yer Altı Şehri”ni ve “Kepez Yer Altı Şehri”ni, her derde deva “Termal Kaynaklar”ı, kuşların cenneti “Seyfe Gölü”nü, görsel şölen “Hirfanlı Barajı”nı görerek şehrin doğasını ve tarihini yerinde hissedebilir aynı zamanda şehre özgü lezzetlerden olan kıymetli “Kaman Cevizi”ni, cana can katan lezzetli “Pekmezi”ni, “Tandırda Çömlek Paça”yı, “Çömlekte Kuru Fasulye”yi, “Çullama”yı, “Ayva Dolması”nı ve sayısız birçok lezzetini tatmayı kesinlikle unutmayınız. Ayrıca “Türk Halk Müziği”nin yapı taşlarından, bozlakların efendisi, abdallık geleneğinin en önemli temsilcilerinden büyük üstat “Neşet ERTAŞ” Kırşehirlidir. Şimdi gelin hep birlikte Kırşehir il merkezini daha yakından tanıyalım.
Kırşehir, Anadolu’nun merkezinde İç Anadolu Bölgesi’nde bulunmaktadır. Şehrin doğusunda Nevşehir ve Yozgat, batısında Ankara ve Kırıkkale, kuzeyinde Yozgat, güneyinde Nevşehir ve Aksaray illeri yer alır. Kırşehir’de havaalanı olmamakla birlikte çevre şehirlerin havaalanlarından yolcular taşınmaktadır. Her ilden otobüs seferleri mevcuttur. Otobüs terminali kent merkezine yaklaşık olarak 2 km uzaklıktadır. BaşkentAnkara’dan gelecek ziyaretçiler için Ankara - Niğde Otoyolu / Ankara - Tarsus Otoyolu / O-21 karayolları üzerinden yaklaşık 222 km ve 2 saat 13 dk’lık mesafededir. Yine ilçe, mega kent İstanbul’a O-4 karayolu üzerinden yaklaşık 650km ile 6 saat 50 dk’lık mesafede bulunmaktadır. İzmir iline uzaklığı D300/E96 karayolları üzerinden yaklaşık 740 km ile 8 saat 45 dk’lık mesafede yer almaktadır. İlçeye en yakın havalimanı yaklaşık 72 km ile 1 saat 8 dk’lık mesafede bulunan Nevşehir Kapadokya Havalimanı’dır. İlçede tren yolu hattı bulunmamaktadır.
Muhteşem havası, sayısız medeniyetlere ev sahipliği yapmış kadim tarihi, Anadolu’nun sımsıcak yürekli misafirperver insanlarına mesken olmuş topraklarıyla “Kırşehir”, gönül coğrafyamızın en nadide şehirlerinde biridir. Bu güzel ve nadide şehrin tarihi M.Ö. 3000’li yıllara kadar gitmektedir. Nitekim can Kırşehir, birçok uygarlığa ev sahibi olmuştur. Kırşehir, aynı zamanda 13. ve 14. yüzyıllarda “Türk İslam Dönemi”nde yasamış ve Türk kültürüne eserleriyle derin izler bırakmış alimler yetiştirmiştir.
“Cacabey Gökbilim Medresesi”, Arapça kitabeye göre Selçuklular zamanında “Nureddin Cibril Bin Caca” tarafından yaptırılmıştır. Kırşehir’in merkezinde bulunan medrese, “üç farklı tuğla örgü sistemi”yle Anadolu’da bir ilktir. Mimarisinin eşsizliğinin yanında “gezegenleri” tasvir eden “iç sütunları”, “gözlem yeri”, “aydınlık feneri” ve “rasat kuyusu”yla kendine hayran bırakır. Öyleki “Cacabey Gökbilim Medresesi”2014 senesinde “UNESCO Geçici Dünya Miras Listesi”ne alınmıştır. Medrese, günümüzde “cami” olarak şehre hizmet vermektedir.
Geçmişten günümüze uzanan en önemli eserlerin başında hiç şüphesiz ki köprüler gelmektedir. Şirin ilimiz Kırşehir’de bizleri adeta zaman yolculuğuna çıkaran köprülerden en güzellerinden birine ev sahipliği yapmaktadır. “Kesikköprü”, “Anadolu Selçukluları” döneminde yaptırılmıştır. Köprü, “Kızılırmak Nehri” üzerine kurulmuştur. Köprü, aynı zamanda “Tarihi İpekyolu Güzergahı”ndadır. Kesikköprü, “Kırşehir”i ve “Konya”yı birbirine bağlayan kıymetli eserlerimizdendir.
Sıradışı mimarisi ve göz alıcı görünümü ile dikkat çeken “Üçayak Kilisesi”nin, 10. ve 11. yüzyılda “Bizanslılar” tarafından “adak yeri” olarak yaptırıldığı düşünülmektedir. Aynı zamanda bu tarihi kilisede “Protestan” ve “Katolik” mezheplerinin dini ritüellerinin de yapıldığı varsayılmaktadır. Yan yan bütünleşmiş iki kiliseden oluşan yapı, “tuğla”dan yapılmıştır. 19 Nisan 1938 tarihinde Kırşehir’de olan depremle birlikte kubbeleri ve duvarların büyük kısmı yıkılmıştır. Kilise, günümüzde zamanın tahribatlarına inat ayakta kalma savaşı veriyor.
Ahi Evran-ı Veli; Yahudi, Ermeni ve Bizans esnaflarına karşı yerli nüfusun ekonomik özgürlüğünü birlik ve dayanışma içerisinde bir araya getirip “tek çatı” altında toplamayı hedeflemiştir. Bu sayede “Ahilik” adı verilen esnaf dayanışma loncaları oluşturmuştur. “haram içme, haram yeme, harama bakma, sabırlı ol, doğru ol, dayanıklı ol” felsefesini Ahilik teşkilatı’nın temeli sayan ticari ahlakı, sosyal adaleti, iş disiplinini günümüze kadar getiren manevi mimarımız “Ahi Evran-ı Veli Hz.” bize ışık tutar. “Ahi Evran Camisi ve Türbesi”2014 senesinde “UNESCO Geçici Dünya Miras Listesi”ne alınmıştır. İl merkezinde bulunan Ahi Evran Cami ve Türbesi, yerli yabancı turistlerin uğrak yeridir.
Hristiyanlık dininin yasak olduğu dönemde Hristiyanlar; sığınma, korunma ve barınma amacıyla bir takım tünellerde ve gizli sığınaklarda, mağaralarda, yüksek dağ kesimlerinde yaşamışlardır. Bunlardan biri de “Dulkadirli Yer Altı Şehri”dir. Bu yer altı şehri aynı zamanda farklı mimarisi ile göz doldurmaktadır.
Roma döneminde yapılan “Kepez Yer Altı Şehri” renkli toprağıyla, düzenli yapısıyla, yumuşak kayalara oyularak yapılmış diğer yer altı şehirlerinden farklıdır ve şehrin görünmeye değer bir atmosferi vardır.
“Termal Turizm” denince akla gelen Kırşehir, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yürütmekte olduğu “Termal Kentleri Projesi”ne alınmıştır. Kıymetli suları yerli yabancı turistler tarafından tercih edilmektedir. “Karakurt Kaplıcası”, “Bulamaçlı Kaplıcası”, “Mahmut Kaplıcası”, “Avcı İçmecesi” önemli kaplıcaları arasındadır. “Karakurt Kaplıcası” çok meşhur olup ayrıca “Ramada Hotel”in olduğu bölgeye de her yıl binlerce insan geliyor. Yine “Bulamaçlı Kaplıcası”; ilçe belediyesinin yaptığı yeniliklerle yeni bir görünüme kavuşmuştur.
Muhteşem görünümüyle göz dolduran “Seyfe Gölü”, beslenme konaklama ve üreme alanı olarak birçok kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. “Büyük flamingo” toplulukları da burada barınmaktadır. Seyfe Gölü; Türkiye’nin de taraf olduğu yaban hayatı ve doğal ortamların korunması amacıyla oluşturulan “Bern Sözleşmesi”yle koruma altına alınmıştır. Göl çevresinde yapılan gezilere katılarak görseli zengin anlara tanıklık edebilirsiniz.
“Hirfanlı Barajı”, eşsiz güzelliğiyle baharda fotoğrafçıların ve kuşların uğrak yeridir. “Ahi Evran Üniversitesi” gerek akademik gerekse de bilimsel öncülükle “Hirfanlı Baraj Gölü”nü bir balık üssü haline getirip Kırşehir’e ekonomik değer katmayı hedeflemektedir.
“Kaman cevizi”, ülkemizin en gözde, en popüler ceviz çeşitlerinde biridir. Nitekim kabuğunun ince oluşu, içinin lezzeti ve kalitesiyle diğer cevizlerden ayrılır. “Kaman cevizi” ayrıca dünyaca tanınır. Her yıl “Ekim” ayında minval olduğu topraklar Kaman’da adına festival düzenlenir. Kaman Cevizi, Kırşehir’in ve Anadolu’muzun en kıymetlilerindendir.
Kırşehir denilince ilk akla gelen muhteşem damak tatlarından biri de cana can katan “pekmez”idir. Kırşehir pekmezi, kış aylarının olmazsa olmazı içeriğinin bol vitaminli oluşuyla vazgeçilmezdir. Öyle ki “Kırşehir pekmezi”, yörede geleneksel beslenmede her derde deva olduğu için çok tüketilir.
Anadolu’nun her yerinde olduğu gibi Kırşehir’de de misafirperverliğe büyük önem verilmektedir. Kırşehir başta olmak üzere Can Anadolu’muzun bu özelliğini yemeklerine ve yemekteki çeşitliliğine de yansıtmaktadır. Çömlekte yapılan yemeklerin lezzeti takdire şayandır. “Tandırda çömlek paça”, “çömlekte kuru fasulye” bunlara birer örnektir. Yine “Topalak” dedikleri “etsiz köfte”de çok lezzetlidir. “Ayva dolması”, “pancar çırpması”, “Lepe”, “Ecikağıl”, “Çullama” yemekleri yöreye ait leziz yemeklerdendir.
Türkünün doğallığını, zarafetini, dinlerken insanın ruhunu bir yerlere götüren “saz üstadı”, “bozlağın piri” “Neşet Ertaş”. İsmi adeta “Kırşehir” ile özdeşleşen bu büyük ozan 1938 yılında Kırşehir’de dünyaya gelmiştir. Adına festivaller düzenlenen, halk ozanı nevi şahsına münhasır insan. Sadece Kırşehir kıymetlisi değil eserleriyle tüm gönüllere taht kuran büyük ozan Neşet Ertaş, 2012 yılında vefat etmiştir. Kalplerde yaşamaya devam edecektir.
Adı güzel, gönlü güzel, felsefesi güzel Kırşehir’den ayrılırken her mevsim alışveriş yapabileceğiniz mağazalardan “Onyx taşı”ndan yapılmış “dekoratif ürünler”den, “Gördes düğümü” tekniği kullanılarak yapılan “dokumalar”dan almayı ihmal etmeyin. Kırşehir’e gelmişken bilime yön veren merkez “Cacabey Gökbilim Medresesi”ni, yıllarca tarihin yükünü çeken “Kesik köprü”yü, sıra dışı mimarisi ile “Üçayak Kilisesi”ni, felsefesi insanlıktan büyük olan “Ahievran Cami ve Türbesi”ni, adeta gizli dünyayı andıran “Dulkadirli Yer Altı Şehri”ni ve “Kepez Yer Altı Şehri”ni, her derde deva “Termal Kaynaklar”ı, kuşların cenneti “Seyfe Gölü”nü, görsel şölen “Hirfanlı Barajı”nı görerek şehrin doğasını ve tarihini yerinde hissedebilir aynı zamanda şehre özgü lezzetlerden olan kıymetli “Kaman Cevizi”ni, cana can katan lezzetli “Pekmezi”ni, “Tandırda Çömlek Paça”yı, “Çömlekte Kuru Fasulye”yi, “Çullama”yı, “Ayva Dolması”nı ve sayısız birçok lezzetini tatmayı kesinlikle unutmayınız. Ayrıca Türk Halk Müziği’nin yapı taşlarından, “bozlaklar”ın efendisi, “abdallık” geleneğinin en önemli temsilcilerinden büyük üstat “Neşet ERTAŞ” Kırşehirlidir. Huzurla, sağlıcakla, güzelliklerle elbette her daim “Murat Ak Seyahat” ile kalın, hoşça kalın.
Not: Bu yazımızı; kıymetli öğrencim Ufuk PİŞKİN ile hazırladık. Ele aldığımız her konuyu, her bir ince detayı ile özenle seçtiğimiz görseller eşliğinde sizlere titiz bir çalışma ile aktarmaya çalışıyoruz. Çünkü bizim için kalite, bizim için sizler çok değerlisiniz. Seyahatte, kültürde, tarihte, sanatta her daim rehberiniz 'Murat Ak Seyahat' olsun.